KDV Tevkifatı ve Sorumlu Sıfatıyla KDV beyanına ilişkin son değişikliğe değinmeden önce ticaret aleminde KDV açısından, vergi mükellefi ve vergi sorumlusu terimleri konusunda yaşanan kavram karmaşasına bir değinelim istiyorum.
KDV mükellefi, esas itibariyle vergiye tabi işlemleri gerçekleştirenlerdir. Mal teslimi ya da hizmet teslimi olsun, teslim gerçekleştiği tarihte KDV mükellefiyeti doğmaktadır. Vergi sorumlusu ise verginin ödenmesi bakımından Maliye ile muhatap olanlardır. Maliye Bakanlığı tarafından vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergi sorumlusu kapsamı belirlenmiştir. Mükellef tanımına uyan ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlardan alınan mal ve hizmetler, geçici olarak serbest meslek faaliyetinde bulunanlardan alınan hizmetler (sürekli faaliyet mükellefiyet gerektirir), vergi mükellefiyeti olmayan kişilerin sahip olduğu mal ve hakların kiralanması (konut kiraları hariç), mükellef olmayanlardan alınan reklam hizmeti (evlerin duvarlarındaki reklam panoları) şeklinde yapılan mal ve hizmet alımlarında vergi sorumlusu terimi devreye girmekte ve kendine mal ve hizmet teslim edilenler verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten mükellef gibi sorumlu tutulmaktadır. Bu uygulama “Tam Tevkifat” olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanında bir de “Kısmi Tevkifat” uygulaması bulunmaktadır. Konu ile ilgili KDV Uygulama Genel Tebliğinde “KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.2) ve (I/C-2.1.3.3) bölümleri kapsamındaki işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin tamamı değil, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen oranlarda, alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecek; tevkifata tabi tutulmayan kısım ise satıcılar tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilip (beyannamede ödenmesi gereken KDV çıkması halinde) ödenecektir.” ifadesi yer almaktadır. KDV Genel Uygulama Tebliğinde kısmi tevkifat uygulanacak alıcılar ve yapılacak teslimler ile tevkifat oranları ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
Vergi sorumlusu olanlar, tevkifata tabi tuttukları mal ve hizmet alımları nedeniyle sorumlu oldukları KDV’ yi teslimin gerçekleştiği dönem 2 Nolu KDV beyannamesi ile beyan edip ödemek zorundadırlar.
Yazımızın konusuna dönecek olursak 10 Ekim 2018 tarihinde, Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından hazırlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 21) yayınlandı. Tebliğ’in 1. Maddesi ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.4.3.1.) bölümünün yani tevkifat uygulamalarında “Alıcıların Beyanı” kısmında değişiklik yapıldı. Değişmeden önceki durum ile değişikliklere birlikte bakacak olursak;
Değişmeden Önceki 7. Paragraf: Sorumlu sıfatıyla beyan edilmeyen veya eksik beyan edilen KDV tutarının satıcı tarafından beyan edilmiş olması halinde sorumlu adına yapılacak tarhiyatta vergi aslı aranmaz.
Değişiklik Sonrası 7. Paragraf: Sorumlu sıfatıyla beyan edilmeyen veya eksik beyan edilen KDV tutarının satıcı tarafından beyan edilmiş ve Hazineye ödenmiş olması halinde sorumlu adına yapılacak tarhiyatta vergi aslı aranmaz. Sorumlu tarafından beyan edilip ödenmesi gerekirken satıcı tarafından beyan edilen ve Hazineye ödenen bu verginin normal vade tarihinden ödendiği tarihe kadar hesaplanan gecikme faizi alıcıdan aranır.
Değişmeden Önceki 8. Paragraf: Sorumlu tarafından beyan edilip ödenmesi gerekirken satıcı tarafından beyan edilen KDV’nin ödenmiş olması halinde, bu verginin normal vade tarihinden ödendiği tarihe kadar; söz konusu verginin ödenmemiş olması halinde ise normal vade tarihinden yapılacak tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar gecikme faizi uygulanır.
Değişiklik Sonrası 8. Paragraf: Söz konusu vergi satıcı tarafından beyan edilmiş olmakla birlikte, tahakkuk eden verginin ödenmemesi veya ödenecek KDV çıkmaması nedenleriyle Hazineye ödenmeyen vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar alıcıdan aranır.
10 Ekim 2018 tarihinde yayınlanan değişiklik tebliği ile getirilen en önemli konu 8. paragrafta önceki haliyle belirtilen verginin satıcı tarafından beyan edilmiş ancak ödenmemiş olması (Devreden KDV bulunması durumu gibi) durumunda, verginin tahakkuk ettirildiği tarihe kadar gecikme faizi uygulanacağı belirtilirken, yeni halinde vergi aslı, vergi ziyaı cezası, faiz ve zamların tamamının talep edileceğidir. Vergi dairelerinde konu ile ilgili yaşanan tartışmalar da bu tebliğ ile netlik kazanmış oldu. KDV tevkifatı ve beyanı, tevkifat kapsamında mal ve hizmet alımı yapan mükellefler için daha da önem kazanmış oldu. Cezalar ile karşılaşmamak için vergi sorumlusu kavramını iyi anlamak ve yapılan ticari işlemleri ona göre değerlendirmek faydalı olacaktır.
ORHAN YÜCETÜRK
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir